Türkiye haber portalı beyaz logo 1
Kadir Kalkan, Eylül Aşkın İle… Özel Söyleşi, 111. Bölüm (4)

Kadir Kalkan, Eylül Aşkın İle… Özel Söyleşi, 111. Bölüm

Eylül Aşkın’in hazırlayıp sunduğu “Eylül Aşkın İle…” programının 111. bölümünde, motosiklet dünyasında uzun yıllardır üretimi, tasarımı ve duruşuyla öne çıkan Loko Motor Tasarım Atölyesi’nin sahibi Kadir Kalkan konuk oldu. Kadıköy Hasanpaşa Nabizade Sokak’taki atölyeden gerçekleşen söyleşi, iki ismin tesadüfi bir karşılaşmayla başlayan tanışıklığının ardından şekillendi. Eylül Aşkın’in aktardığı gibi, bir canlı müzik mekânında başlayan sohbet “Ben motosiklet yapıyorum” cümlesiyle bambaşka bir yere taşındı ve bu karşılaşma, programın bu özel bölümüne dönüştü.

Kadir Kalkan, motosiklet tutkusunun 30 yılı aşkın bir geçmişe dayandığını, bu tutkunun ailesinden miras kaldığını anlatıyor. Babasının gençliğinde motosiklet kullandığını, annesiyle de bu sayede tanıştığını söyleyen Kalkan, “Ben kendimi bildim bileli motosiklete binerim” sözleriyle bu bağın kopmazlığını vurguluyor. Çocukluğunda Kızıltoprak’taki motosiklet mağazalarının camlarına yapışıp motorları izlediğini anlatan Kalkan, ilk motosikletini lise yıllarında, mobiletlerle başladığı dönemde aldığını ifade ediyor.

Motosikletin onun için bir araçtan çok daha fazlası olduğunu net bir dille anlatan Kalkan, “Bu benim için bir yaşam şekli. Motosiklete binmediğim zaman antidepresan almış gibi olmam; benim antidepresanım motosiklet” diyerek duygusal bağını ortaya koyuyor. Uzun yıllar boyunca motosiklet sürmenin, onun hayatındaki stresle baş etme biçimi olduğunu söylüyor.

Kadir Kalkan, Eylül Aşkın İle… Özel Söyleşi, 111. Bölüm (1)

Atölye kurma süreci ise tamamen yaşanmış bir deneyimin sonucu olarak şekilleniyor. Kalkan, servislerin az olduğu dönemlerde motorlarının bakımını kendilerinin yaptığını, zamanla egzozdan gidona, seleden çantaya kadar birçok parçayı kendi üretmeye başladığını anlatıyor. Bir gün bir ustanın kendisini “çok sağlam kazıkladığını” söyleyen Kalkan, motosikletin yolda kalmasının ne kadar büyük bir eziyet olduğunu vurguluyor ve bu olayın ardından “Ben bu işi senden daha iyi yaparım” diyerek kendi atölyesini açtığını söylüyor. 2005 yılından bu yana bu işi profesyonel olarak yaptığını ve hobisini mesleğe dönüştürdüğünü belirtiyor.

Kadir Kalkan’a göre iyi bir motosikletin en önemli kriteri çok nettir: yolda bozulmamak. “Motosiklet araba gibi değildir. Bozulduğunda kilitleyip bırakıp gidemezsiniz. Ya iteceksiniz ya kurtarıcı bekleyeceksiniz” diyen Kalkan, motosiklet itmenin gerçek bir ızdırap olduğunu özellikle vurguluyor. Ona göre en iyi motosiklet, sorunsuzca gidebilen ve sürücüsünü yarı yolda bırakmayan motosiklettir.

Kadir Kalkan, Eylül Aşkın İle… Özel Söyleşi, 111. Bölüm (2)

Custom tasarımda estetik ve performans dengesine de değinen Kalkan, bu işi “üç ayaklı bir masa”ya benzetiyor: görsellik, sağlamlık ve güvenlik. “Üçünden biri eksik olursa o masa ayakta durmaz” diyen Kalkan, güzel görünen bir motosikletin aynı zamanda güvenli ve sorunsuz olması gerektiğini ifade ediyor. Türkiye’de şasi üretiminin yasal olarak mümkün olmamasına rağmen, mevcut motosikletler üzerinde gidondan depoya, lastikten aktarma sistemine kadar pek çok noktada kişiye özel çözümler üretebildiklerini anlatıyor.

Atölyesinde yaptığı en özel projelerden biri ise vefat eden bir dostu için sıfırdan tasarladığı motosiklet. Deposundan jantına, çamurluğundan detaylarına kadar her parçasını elle ürettiği bu motosikletin, tamamlanmasına çok az kala dostunun hayatını kaybettiğini anlatan Kalkan, bu motorun kendisi için ayrı bir yerde durduğunu söylüyor. Kendi motosikletinin ise 67 sandık parça halinde geldiğini ve tüm vidalarını tek tek işleyerek bugün kullandığı hale getirdiğini ifade ediyor.

“Benim için motor değil, üzerindeki adam önemli” diyen Kalkan, her motosiklete aynı özeni gösterdiğini belirtiyor. Ona göre, sürücüsü kıymetliyse o motosiklet de zaten kıymetlidir. Bu yaklaşım, atölyesindeki işlerin temel felsefesini oluşturuyor.

Kadir Kalkan, Eylül Aşkın İle… Özel Söyleşi, 111. Bölüm (3)

Söyleşinin önemli başlıklarından biri de motosiklet toplulukları ve kardeşlik kültürü oluyor. Kalkan, kulüplerini “çok adamlı” değil, “çok kardeşli” bir yapı olarak tanımlıyor. Yaklaşık 15–16 kişilik butik bir kulüp olduklarını, birlikte yol yaptıklarını, konserlere gittiklerini, kamp kurduklarını ve hayatı paylaştıklarını anlatıyor. “Öz kardeşini seçemezsin ama motosiklet kardeşini seçersin” sözleri, bu kültürün ruhunu özetliyor.

Trafikte motosikletlilerin görünmezliği ise Kalkan’ın özellikle altını çizdiği bir konu. Ruj sürerken aynaya bakmayan bir sürücünün motosikletlinin hayatını nasıl tehlikeye attığını yaşanmış bir örnekle anlatan Kalkan, “Pardon yok, orada ben ölürüm” diyerek meselenin ciddiyetini ortaya koyuyor. Bu yüzden motorunun büyük, ışıklı ve gürültülü olduğunu; bunun bir gösteriş değil, görünür olma ve hayatta kalma meselesi olduğunu vurguluyor.

Havass kitabevi gökyüzünün kartları

Turhapo Logo 2
Türkiye Haber Portalı Logo 2
Türkiye News Portal Logo