Yapımcılığını Orhan Şeddatlı’nın yaptığı, Ömer Kaydı’nın yönetmen koltuğunda oturduğu, başrollerini Erkan Can, Kemal Uçar, Şahin Sarsu, İbrahim Temizoğlu ve Yusuf Uyar‘ın oynadığı “Meşru Gayrimeşru” filminin galası City’s CINEWAM’da basın ve sanatçıların ağırlıklı olduğu bir tertiplemeyle gerçekleşti.
Galanın davetlilerinden biri de Etik Liderlik Eğitmeni, Sinema Eleştirmeni, Ekonomist, Auditor, Dünya Gezgini, Antrenör Sanatçı ve MIM CHI 360 Drama Dans Tiyatrosu Platformu kurucusu Çiğdem Yorgancıoğlu’ydu. Yorgancıoğlu’nun, “Çok kıymetlimiz, gülüşü ve kahkahaları o kadar içten, o kadar güzel ki” dediği Türk tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu Sebahat Adalar ile Çiğdem Yorgancıoğlu, sohbetleri arasında birkaç hatıra fotoğrafı bıraktılar geceye.
Çiğdem Yorgancıoğlu, “Meşru Gayrimeşru” Galasında Sanatçı Dostlarıyla Buluştu
Yorgancıoğlu, Sebahat Adalar için, “Kendisi mütevazıdır, konuşmaz kendi hakkında. O’nun zerafetini, bilgeliğini ve yalın içtenliğini hissedebilmeniz için sadece dizi filmlerinden, Leyla ile Mecnun’dan ziyade son zamanlarda Moskova Drop Korku Filmleri Festivali‘ndeki ödül konuşması kesitine bakmanız bile yeter,” dedi. Ünlü organizatör Ata Çağlayan, Türk sinema ve dizi oyuncusu Erkan Can ile Dans Tiyatrosu performans sanatçısı Çiğdem Yorgancıoğlu’nun birlikte kameralara yansıdığı görüntülerden birkaçını da burada bulabilirsiniz.
Etik Liderlik Eğitmeni, Sinema Eleştirmeni, Ekonomist, Auditor, Dünya Gezgini, Antrenör Sanatçı ve MIM CHI 360 Drama Dans Tiyatrosu Platformu kurucusu Çiğdem Yorgancıoğlu, 27 Eylül’de sinemalarda gösterime girecek olan yapımcılığını Orhan Şeddatlı’nın yaptığı, Ömer Kaydı’nın yönetmen koltuğunda oturduğu, başrollerini Erkan Can, Kemal Uçar, Şahin Sarsu, İbrahim Temizoğlu ve Yusuf Uyar‘ın oynadığı “Meşru Gayrimeşru” filminin galasına davetli olarak katıldığı gecede, akşam saatlerinde sanatçı dostlarıyla bir araya geldi.
Çiğdem Yorgancıoğlu’ndan Sebahat Adalar’a Övgü: “Mütevazı, Bilge ve İçten”
Yorgancıoğlu, “Çok kıymetlimiz, gülüşü ve kahkahaları o kadar içten, o kadar güzel ki,” dediği Türk tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu Sebahat Adalar ile sohbetleri arasında birkaç hatıra fotoğrafı bıraktılar geceye. Yorgancıoğlu, Sebahat Adalar için, “Kendisi mütevazıdır, konuşmaz kendi hakkında. O’nun zerafetini, bilgeliğini ve yalın içtenliğini hissedebilmeniz için sadece dizi filmlerinden, Leyla ile Mecnun’dan ziyade son zamanlarda Moskova Drop Korku Filmleri Festivali’ndeki ödül konuşması kesitine bakmanız bile yeter,” dedi. Ünlü organizatör Ata Çağlayan, oyuncu sanatçı Erkan Can ile Çiğdem Yorgancıoğlu’nun birlikte kameralara yansıdığı görüntülerden birkaçını da burada bulabilirsiniz.
Ünlü sinema ve dizi oyuncusu Erkan Can’a, 2000 Türkiye yapımı, dram türü sinema filmi Dar Alanda Kısa Paslaşmalar’a atıfla “Hayat fena halde futbola benzer,” diyen Yorgancıoğlu’nun esprisini hızlı kavrayan Can, “Kesinlikle,” diyerek yanıt verince, Yorgancıoğlu, “Ayrıca bu gece Galatasaray maçıyla ilgili de heyecanlandığını ve bu akşam ‘Galadan Galatasaray’a olacak, Avrupa Ligi’ne iyi başlayacağız’ dedi,” diye ekledi. Çiğdem Yorgancıoğlu, gala gösterimi öncesi kokteylde medya ve basın grubunun, “Filmin teması hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusuna, “Filmi henüz izlemedim. Öncelikle bana az önce filmin sanatçılarına, başrol oyuncusuna yönlendirilen ve çoğumuzun garipsediği başka bir sanatçının hayatı ile ilgili, ilgisiz sorular gibi bir takım anlamsız sorulardan birini siz de sormadığınız için teşekkürler,” dedi.
Çiğdem Yorgancıoğlu: “Kimse ‘Beni Kimse Dolandıramaz’ Demesin
Yorgancıoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Bazen böyle sesler çıkması basının itibarına da zarar veriyor tabii, ama bunu medyaya genellemek büyük hata olur. Neyse, sorunuza istinaden, filmi izlememekle birlikte, konusunun telefon dolandırıcılarının eline düşen bir hukuk profesörünün, dolandırıcıların peşine düşerken kendine dair bildiği ve bilmediği özelliklerle de yüzleşmesi şeklinde özetlenebilecek bir hikâyesi olduğunu okudum. Filmde tavşandan şapka çıkarıyormuş Erkan Can; belli ki düşündürücü bir komedi,” dedi. Yorgancıoğlu, şöyle devam etti: “Şunu söyleyeyim; toplumda etik değerlerin güçlendirilmesine yönelik çabalarımız sürüyor bir yandan. Ben kurumsal ve akademik camiada CLC360 Eğitim modeliyle etik değerler bağlamında bunu sürdürüyorum. Şu konuda bir tavsiye niteliğinde saptamada bulunayım: Kimse, ‘Beni kimse dolandıramaz,’ demesin ve dolandırılanlara da tepeden bir üslupla bakmasın. Sadece saftirikler, sazanlar, aptallar, avanaklar ve budalalar dolandırılmıyor. Zaten insanlar çoğu zaman aptallıkları yüzünden değil, çeşitli menfaatlere olan hevesleri yüzünden bazen aptalca davrandıkları için dolandırılıyorlar.
Manipülasyon ve Dolandırıcılık Üzerine Çarpıcı Uyarı: “Sahteyi Gerçekten Ayırmak Zorlaşıyor”
Neyse, zekileri ve akıllıları da dolandırmak mümkün. Benim, muteber bir üniversitenin fakülte kurucu başkanı öğretim görevlisi profesör arkadaşım bile var, bu duruma düşen, medyada paylaştığını da hatırlıyorum. Filmde de profesör varmış. Ayrıca, Erkan Can da dolandırılmış; rolü kabul ederken, başıma geldiği için toplum bilinçlensin diye senaryoyu okuyunca kabul etmiş. Oltaya yakalanmak için bir anlık boş bulunma ya da bir süreçte güvenlik adımı atlama, ihmal, dalgınlık veya varsayım yeter. Sahtesi gerçeğinden ayrılma ölçüsü giderek güçleşen bir dünyada, alınabilecek tedbirleri olabildiğince almakta fayda var. Neyse ki bu konuda CLC360 manipülasyona maruziyeti önleme ve risk eğitimleri veriyoruz; o da bizim işimiz. Topluma sunacağı hem esenlik kahkahası hem de bilinçlenme konusunda yaratacağı fayda ölçüsünde filme gişe başarısı dilerim. Herkesin emeğine sağlık. Benim için buranın anlamı da büyük nostaljik değeri var; zira bu City’s binası bir zamanlar benim okulumun binasıydı. Şişli Terakki Lisesi. Bu da ayrıca bir anı oldu benim açımdan. Bina değil ama okulun tarihi misyonu çok güçlü. Ben daha ilkokulu bitirirken okul yüzüncü senesini kutluyordu. Sene 1979, zaman akıyor.”
